Links to the old web pages of KKE
Uluslararası Komünist Hareketin Çizgisinde İdeolojik–politik Mücadelenin Tarafları
KKE (YKP) Genel Merkez Uluslararası İlişkiler Bölümünün
Komünist Partilerin son uluslararası telekonferansı üzerine makalesi
Son zamanlarda, pandeminin 5. “dalgası”nın gelişim koşullarında, KKE (YKP) ve TKP’nin sorumluluğu altında Uluslararası Komünist ve İşçi Partileri Toplantısı’nın olağanüstü telekonferansı gerçekleştirildi. Gelişmeler, burjuva hükümetlerinin koronavirüs salgını ile işçilerin yararına olacak şekilde baş edemediklerini doğrulamaktadır. Ayrıca, ülkeden ülkeye seyahat kısıtlamaları canlı toplantıları zorlaştırmaktadır. Bu olumsuz gelişmenin temeli, sermayeye hizmet eden hükümetlerin halk karşıtı politikalarının sonucu olarak, sağlık sistemlerindeki büyük eksikliklere dayanmaktadır. Bu, sağlığın ticarileştirip özelleştirilmesinin, tekel gruplarının karlarının desteklenmesinin önünü açan ve komünist partilerin aşılamanın daha hızlı gerçekleşmesi ve koronavirüsün yeni mutasyonlarının önlenmesine katkıda bulunacak olan aşı ve ilaçlarla ilgili patentin kaldırılması için öne sürdüğü talebi yerine getirmeyi reddeden politikadır.
Bu koşullarda işçi sınıfının ve halkın diğer kesimlerinin yaşamları ve hakları için mücadeleye devam eden komünist ve işçi partileri, eylemleri hakkında başka yollarla görüş ve deneyim alışverişinde bulunmak zorundadırlar. Son yıllarda, bu tür çeşitli faaliyetler yürütülmüştür. Farklı zaman dilimlerinde bulunan partilerin de yer alabilmesi için özel ve iyi çalışılmış bir yürütme şekli gerektiren bu olağanüstü uluslararası telekonferans, gelişmelerin kritik konuları hakkında görüş alışverişinde bulunulmasına yardımcı oldu.
Bir kez daha, bu çabanın başarılı olması için Yunanistan ve Türkiye Komünist Partilerinin geliştirdiği yakın işbirliği, proleter enternasyonalizmin başka bir pratik örneği oldu.
Toplantı ile ilgili ana konular
Partilerin tutumları, her partinin uluslararası ve yerel gelişmelere yaklaşımının yanı sıra eylemlerinin yönlerini de aydınlatmıştır. Emperyalistlerin ablukasına karşı yıllardır mücadele eden Küba Komünist Partisine ve bir bütün olarak Küba halkına karşı dayanışma dile getirildi. Hakları için savaşan Filistin halkına da dayanışma dile getirildi.
Partilerin tüm tutumları, 2022 yılında Komünist Partilerinin geliştirecekleri ortak ve eşgüdümlü eylemleri öngören onaylama metni ile birlikte SOLIDNET web sitesinde yayınlanmaktadır.Bu eylemler işçi–halk hakları, devlet sağlık sistemleri, SSCB’nin ve sosyalizmin tarihteki katkısının çarpırtılmasına, yıldönümlerinden faydalanarak (30 Aralık 1922 gibi), karşı gelmek, zulüm ve yasaklarla karşı karşıya kalan komünistler ve diğer militanlarla dayanışma eylemlerinin yanı sıra, NATO ve diğer emperyalist askeri ittifaklarda, yabancı askeri üslerde emperyalist savaşlara ve müdahalelere karşı eylemler, kapitalizme tek alternatif olan sosyalizmin gerekliliğini, güncelliğini ve gerçekçiliğini savunmak gibi konuları ele almakta.
Tüm bu detaylar ve KKE (YKP) Genel Sekreteri D. Kuçumbas, TKP Genel Sekreteri K. Okuyan yoldaşların açılış konuşmaları,hem SOLIDNET hem de Yunanca Rizospastis ve 902.gr’de yayınlanmıştır.
Uluslararası komünist hareketin içinde
İdeolojik–politik mücadele
Elbette, ciddi ideolojik–politik meseleler hâlâ uluslararası komünist hareketi kuşatıyor. Ayrıca uluslararası toplantılara, sözde “avrokomünizm”in oportünist akımında öncü rol oynayan Fransız KP’si ve İspanya KP’si gibi, mevcut oportünist Avrupa Merkez Solunun direği olan sözde “Avrupa Sol Partisi”ne katılan ve tahminize göre AB Parlementosunda temsilciliğini yapan AB Parlementosundaki GUE/NGL “sol” ittifakı gibiveMarksizm–Leninizmi reddetmiş olan, orak ve çekici ve SSCB sosyalist inşasını suçlayan partiler de katılıyor.
Burjuva yönetimlerine katılım konusundaki anlaşmazlık
Kapitalizmin yönetimi topraklarında ortaya çıkan “solcu”, “ilerici” hükümetlere Komünist Partilerin katılımı veya desteklemesi sorunu, ideolojik–politik tartışmalarda hâlâ bir odak noktasıdır. Bu siyasi duruşu çeşitli ideolojilerle izleyen partiler yönetim hakkında yanılsamalar oluştururken, sosyal demokrasinin kirli rolünü temize çıkararak kapitalizmin “insanlaşması”, AB’nin “demokratikleşmesi” ya da “sosyalizm aşamaları”, “sağcı siyasetle ters düşme” gibi yönetsel yanılsamalar oluşturup, eleştirilerini bir burjuva yönetim biçimi olan, neoliberalizme odaklıyor. Bu tür güçler, kapitalist ekonomiyi yöneten yasaları ve burjuva yönetiminin hiçbir karışımı tarafından geri alınmayan burjuva devletinin geri dönüşü olmayan gerici doğasını görmezden gelir ve küçümser. Yine aynı güçler, sosyalizm mücadelesinin uzun vadede geleceğini savunarak, pratikte tekellerle ve kapitalizmle çatışmaktan çıkarı olan toplumsal güçleri günlük mücadele vererek harekete geçirmeye yönelik zorlu süreçten vazgeçirerek halklara karşı büyük sorumluluklar üstlenmiş oluyor.
Böylece, NATO ihtiyaçları, emperyalist misyonlar için askeri harcamalara örn. Sahel bölgesi oy vererek hükümetyönetimi çözümlerineodaklandıklarını veya ya da ülkenin NATO’dan çıkması talebini belirsiz ve soyut bir “dağılma” talebiyle değiştirdiklerini görüyoruz. Bu tür politikaların nasıl sonuç verdiği, İspanya Komünist Partisi’nin salgını barbarca ve halk karşıtı bir şekilde yöneten, AB yönergelerine dayalı yeni halk karşıtı önlemler alan, hatta Küba’yı baltalamak için önlemler alan ve elbette NATO planlamasına sıkı sıkıya bağlı olan bir hükümette yer almasıyla, İspanya’da görülmektedir.
Emperyalizm kavramı hakkındaki karışıklık
Temelde Leninist kriterlere göre, emperyalizme tekel aşamasındaki kapitalizm olarak değil, sadece saldırgan bir dış politika olarak davranan güçlerle aynıdır.Böylece, günümüzde tekellerin, kapitalist devletlerin ve onların birlikleri, hammadde, enerji, maden zenginliği, taşıma yolları, pazar payları için çatıştığı gerçeğini gözden kaçırıyorlar.Daha da kötüsü, bazı partiler tekeller arasındaki rekabetin uluslararası çekişmenin artmasının temeli olduğunu reddediyor.
Bu partiler açısından mesele, ABD’nin, NATO’nun veya diğer bazı güçlü güçlerin tek taraflı olarak “emperyalist saldırganlığı” yorumlayan ve çözüm olarak sözde “çok kutuplu dünya”yı öneren saldırgan dış politikasına odaklanıyor.
Ancak emperyalizmi Amerika Birleşik Devletleri’nde sınırlayan ve birinin diğerini kontrol edeceği çok sayıda uluslararası “kutup”un varlığının “barışçıl bir dünya” ile sonuçlanacağı görüşü, halkı tamamen yanılsamalar ile karşı karşıya bırakıyor.
Gerçeği gizleyerek, “saldırgan olmayan” bir emperyalizm ve sözde “barışçıl” bir kapitalizm olabileceğine dair yanılsamalar oluşturuyor.
KKE ve diğer partiler, geçtiğimiz yüzyılda ve özellikle Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin iki sosyopolitik sistemin “barışçıl rekabet” çizgisinin hüküm sürdüğü 20. kongresindeki fırsatçı dönüşünden sonra oportünist güçler tarafından geliştirilen, Avrupa’daki benzer görüşleri her zaman eleştirdiler.
Burjuva güçleriyle “Anti-faşist” işbirliği
Ukrayna’da olduğu gibi kapitalist sistemin çeşitli durumlarda sistemin doğurduğu çeşitli faşist güçleri burjuva planlarını desteklemek için kullanması gerçeği bazı partilerde kafa karışıklığı oluşturuyor. Faşizmin kapitalizmin “zürriyeti” olduğunu kabul eden bazı güçler bile, bu konuyu kapitalizme karşı mücadeleden ayırma eğiliminde olmakta, burjuva güçlerle “anti-faşist” işbirliği veya destek algısına yol açmaktadır.
KKE’nin İkinci Dünya Savaşı Tarihi hakkında elde ettiği değerlendirme, günümüzde uluslararası gelişmelerde de önemini sürdürüyor. İkinci Dünya Savaşının hem kapitalist faşist güçler hem de Hiroşima ve Nagazakiye yapılan nükleer bombalamaları gibi insanlığa karşı büyük suçlar işleyen kapitalist “demokratik” ülkeler için emperyalist ve adaletsiz olduğu gerçeği bunlardan yalnızca bazıları. Savaş, yalnızca Komünistlerin öncü rol oynadığı işgal altındaki ülkeler, SSCB, partizan ve halk kurtuluş hareketlerinde adildi.
Bu tutum, ABD, NATO ve AB’nin Ukrayna’daki faşist güçleri jeopolitik planları için kullandığı ve diğer yandan kapitalist Rusya’nın kendi tekellerinin çıkarlarını savunduğu Ukrayna’da emperyalist içi çatışmaların ortaya çıktığı günümüzle doğrudan ilgilidir. ABD’nin, NATO’nun, AB’nin emperyalist birliklerinin ve onları oluşturan burjuva sınıflarının gelişmelerin büyük sorumluluğunu taşıdığı açıktır. Aynı zamanda, mevcut durumda Rusya burjuvazisinin de sorumlulukları büyüktür. Bugün Rusya burjuvazisini oluşturan herkes SSCB’nin dağılmasında öncü bir rol oynadı. SSCB’nin dağılmasından bu yana 30 yıl tamamlandı. Boris Yeltsin’in ve onu takip eden sosyal ve politik güçlerin arzusu SSCB’yi yıkmaktı. Kırım’ın nerede bulunacağını, kaç milyon Rus ve Rusça konuşanın Rusya sınırları dışındabulunacağını, bu insanlara ne olacağını hiç umursamadı. Bu nedenle, Yeltsin’in SSCB’yi yıkması destekleyen, bugün Lenin’i SSCB’nin dağılması için sürekli suçlayan ve bize Ukrayna’da “faşizm karşıtı mücadele” çağıran politikacıları görmek kışkırtıcıdır.
Günümüz Çin’inin yaklaşımı
Ek olarak, sosyalizmin ne olduğu konusunda ideolojik–politik çatışma belirleyici öneme sahiptir. “Siyaha beyaz diyen” partiler az değildir. Birkaç yıl önce de “21. yüzyılın sosyalizmi” veya “yaşam kalitesini artıran sosyalizm” ile ilgili çeşitli teoriler vardı,“radikal” olarak öne sürülen sloganlarla ve halkın aşırı yoksullaşmasını hafifletmeye yönelik önlemlerle kapitalist sistemi yönetmeye çalışan Latin Amerika’daki çeşitli sosyal demokrat hükümetlerin adlandırıldığı gibi. Bugün dikkat, “Çin özelliklerine sahip sosyalizm” inşa ettiğini iddia eden Çin’e odaklanıyor, ancak orada inşa edilenlerin sosyalizmle, sosyalist inşa ilkeleri ve yasalarıyla hiçbir ilgisi yok. Sosyalizm, üretim araçlarının sosyalleşmesi, proleter iktidar, merkezi planlama anlamına gelir.Bunların hiçbiri, Çin Komünist Partisi’nin aracılığıyla, Çin tekellerinin gelişmeleri belirlediği, diğer şeylerin yanı sıra büyük sosyal eşitsizliklere ve adaletsizliklere yol açan günümüz Çin’inde mevcut değildir. Mesele yalnızca teorik olmayıp, emperyalist sistemde ABD ile Çin arasındaki üstünlük rekabetiyle ile doğrudan bağlantılı bir siyasi boyutu var.
Emperyalist sistemde üstünlük için çekişme sorunu
Bu mesele basit değildir, çünkü yaşanılanlar, emperyalist sistemde birinciliğe meydan okunduğu benzer durumlarda, çarpışan kapitalistlerin kazancı için onlarca ülkeyi kapsayan büyük, genelleştirilmiş savaş mücadelelerine yönlendirilerek milyonlarca insan kurban edildi.
Bugün emperyalizmin gezegendeki en güçlü siyasi-ekonomik ve askeri gücü olmaya devam eden ABD, Çin’in “nefesiniensende” hissediyor. Kapitalizmin eşitsiz kapitalist gelişme yasası sayesinde Çin tekellerinin küresel kapitalist pazarda, emtia ve sermaye ihracatında önemli pozisyonlar kazandığını görüyoruz.
Ne yazık ki, bazı komünist partiler hatalı olarak, SSCB’nin ABD’ye karşı pozisyonuna şu anda Çin’i yerleştirdikleri farkıyla yeni bir “Soğuk Savaş” dan bahsederek geçmişi geri getirmeye çalışıyorlar. Fakat mevcut durumun SSCB–ABD çatışmasıyla hiçbir ilgisi yok, çünkü bugün tekellerin çatışması, yani emperyalist bir çatışma temelinde bir çatışmamız var. KKE konuşmasıyla bu farklılığa dikkat çekerken, Meksika KP, Pakistan KP gibi diğer partiler Çin’in mevcut kapitalist karakterini vurguladılar. Diğer yandan Filipin KP-1930 açıkça ABD’nin bölgeye müdahale etme bahanesi olarak da kullanılan Çin’in komşu Pasifik ülkelerine karşı gösterdiği yayılmacı hegemonizmi hakkında konuştu. Brezilya KP’si ve diğer bazı partilerin iddia ettiği gibi hiçbir şekilde kapitalizm ve sosyalizm arasında bir çatışma meselesi yoktur. Komünistlerin,Kanada KP’sininyüksek teknoloji tekellerinin şiddetli çatışması nedeniyle bir süredir tutuklu bulunan kişisel serveti 3,4 milyar doları aşan Huawei Çin tekelinin başkanının kızı olan CFO’su Meng Wanzhou'nun serbest bırakılması için devam ettirdiği ve bizi bilgilendirdiği kampanyalar gibi siyasi kampanyalarda öncülük etmeleri uygun değildir. Günümüz dünyasında onlarca ülkede komünistlerin mahkemelere sürüklendiği (örn. Ukrayna, Polonya) hapsedildiği (örn. Esvatini), zulüm gördüğü (örn. Kazakistan), soğukkanlılıkla öldürüldükleri (örn. Pakistan, Hindistan) ve enternasyonalist dayanışmamıza ihtiyaçları oldukları bu zamanlarda bir KP’nin mali garantisi 7,5 milyon dolara ulaşan bir işinsanını için seferberlik düzenlemesi uygun değildir.
Burada parantez açarak, KKE’nin milletvekillerini, AB Parlamentosu milletvekillerini ve diğer yöneticilerini Ukrayna’da, Polonya’da, eskiden Baltık ülkelerinde zulüm gören komünistlerin ve partilere görüşülen davalarına destek olmak üzere gönderdiğini, Pakistan, Kazakistan, Sudan, Hindistan, Venezuela ve diğer ülkeler gibi diğer ülkelerdeki komünistlere yönelik cinayetleri ve zulmü kınadığını ve bu tür sorunları Avrupa Parlamentosu kürsüsünden de dile getirdiğini söylemek istiyoruz.
“Birlik” sorusu üzerine
Uluslararası Komünist Hareket çizgisinde, sosyalist devrimin ilkeleri ve inşasıl, “şimdilik bizi birleştirende kalmak” gibiMarksizm–Leniniz’in “temellerini” sorgulayan ve revize eden güçlerle yapay bir “birlik” olamaz.Böyle bir “birlik”, dünyanın dört bir yanındaki komünistlere vereceği yanlış ve kafa karıştırıcı imajın yanı sıra tehlikelidir, çünkü“yarım bir hakikat tam bir yalandır”. Ayrıca komünist hareket içinde var olan farklılıkları gizler ve bunları aşmak için tartışmayı engeller. Eğer Komünistler modern emperyalist dünyanın bütün resmi olan kapitalizm ve onu devirme ihtiyacı olan bütün resmi görmeyip ve yalnızca ABD-NATO’ya, neoliberalizme veya faşizme odaklanırlarsa, bu durum trajik seçimlere yol açacaktır.
Bu durumun farkında olan ve halkı bu konuda aydınlatan KKE, bugün ülkemizde Amerikan ve NATO üslerine karşı anti-emperyalist harekette, Yunanistan’ın ABD ve Fransa ile yaptığı sözde “savunma anlaşmaları” na karşı, Yunan silahlı kuvvetlerinin yurtdışındaki operasyonlara katılımına karşı, proleter iktidarla birlikte NATO ve AB’nin emperyalist ittifaklarından kurtuluşu için öncülük ediyor.Yukarıdakilerin hepsini göz önünde bulunduran KKE, ND hükümetinin, SYRIZA’nın ve diğer burjuva partilerinin halk karşıtı politikalarına karşı cani faşist suç örgütlerine karşı, sosyal ittifak için koşulları yaratmaya çalışarak sınıf sömürüsünün ve emperyalist savaşların “kısır döngüsüne” son vermek üzere var güçüyle mücadele ediyor.
Uluslararası Komünist Hareketinde
devrimci yapılanmanın gidişatı
Sorunları açıklığa kavuşturmak için ideolojik–politik çatışmayı sürdürmeye ve daha açık hale getirmeye ihtiyaç var. Partiler arasındaki saldırgan tespitlerin değiş tokuşuna katılmıyoruz, ancak anlamlı tartışmalar arıyoruz.
Sorunları açıklığa kavuşturmak için ideolojik–politik çatışmayı sürdürmeye ve daha açık hale getirmeye ihtiyaç var. Partiler arasındaki saldırgan tespitlerin değiş tokuşuna katılmıyor, anlamlı tartışmalar arıyoruz. Ayrıca, özellikle enternasyonalist dayanışmanın ifade edildiği, gerçekleşebilecek ortak ve eşgüdümlü eylemler arıyoruz.
Komünist partilerin uluslararası, bölgesel ve tematik toplantıları gibi komünist partiler arasındaki mevcut görüş alışverişini ve işbirliğini destekliyoruz.
Dünya görüşümüz Marksizm–Leninizm’in yardımıyla komünist hareketin yenidendevrimci inşası ve birliği için savaşacak komünist kutbun yaratılması için, “Avrupa Komünistİnisiyatifi” ve “Uluslararası Komünist Dergi” gibi Uluslararası Komünist Hareketin en gelişmiş işbirliği biçimlerini destekliyoruz.
Partimizin 21. kongresi, Komünist partilerle daha yakın işbirliğimiz için önemli kriterler belirledi: A) Marksizm–Leninizm ve proleter enternasyonalizmi, uluslararası alanda komünist bir kutup oluşturma gerekliliğini desteklemek. B) Oportünizme, reformizme karşı çıkıp, merkez sol yönetimi ve “aşama” stratejisinin herhangi bir varyasyonunu reddetmek. C) Sosyalist devrimin yasalarını savunarak, onlarla birlikte sosyalist inşanın gidişatını yargılayıp, araştırmaya çalışıp, sorunlardan ve hatalardan ders çıkarmak. D) Emperyalizmin yanlış kavramlarına, herhangi bir emperyalist ittifaka karşı bir cepheye sahip olmak.Özellikle askeri savaş saldırganlığını ekonomik içeriğinden uzaklaştırmayan ideolojik bir cepheye sahip olmak.E) İşçi sınıfıyla bağlar geliştirip, sendikal hareket içinde olmaya çalışmak, orta tabakanınve halkın diğer kesimlerinin hareketlerinde yer almaya çalışmak, işçi sınıfının iktidarı için modern bir devrimci stratejiyle günlük mücadele ile halkın haklarını savunmak.
Komünist partilerin uluslararası telekonferansı, bu sırada gerçekleşmiş olan “Avrupa Komünist İnisiyatifi” ve “Uluslararası Komünist Dergi” telekonferansları, partimizin uluslararası komünist hareketin tam durumunu ve yukarıdaki kriterlere, önceliklerine ve diğer partilerle ortak ve eşgüdümlü eylemlerine dayanarak öncelik vererek her türlü işbirliğini daha iyi incelemesine yardımcı olmaktadır.
22 Ocak 2022 tarihinde Rizospastis gazetesinde yayımlanmıştır.