Links to the old web pages of KKE

The international sites of KKE gradually move to a new page format. You can find the previous versions of the already upgraded pages (with all their content) following these links:

Mülteci-göçmen sorununa dair KKE' nin posizyonu

4 Mart’ ta, Cumhurbaşkanının inisiyatifiyle gerçekleşen siyasi parti liderlerinin toplantısında göçmen konusu ele alındı. KKE Merkez Komitesi’ nin Genel Sekreteri, Dimitris Kutsumbas, partinin konu üzerindeki tutumunu açıkladı.

 

1. KKE, göçmen-mülteci sorununun ortaya çıktığı andan itibaren, Yunan halkını uyarmaya çalıştı; ABD, NATO ve AB’ nin, bölgede, Rusya gibi aktörlerle olan rekabeti çerçevesinde Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika’ da yaptıkları müdahaleler ve savaşlar bu sorunun asıl nedenleri.

2. Her ne kadar savaş, yoksulluk ve ilticaya neden olan kapitalist sistem değiştirilmeden çözüm gelmeyecekse, insanların, savaş, müdahale ve gerici rejim mağdurlarının, başka ülkelerde daha güvenli bir yaşam peşine düşmeleri son derece doğal bir haktır.

3. Rusya-Türkiye gerilimi; Türkiye’ nin Kuzey Suriye’ de askeri operasyon yürütmesi; NATO Savunma Bakanlarının toplantısında kararlaştırılan ve Yunan hükümetinin de başvurusuyla NATO’ nun Ege’ deki müdahalesi, son zamanlarda gerginliği artırdı. Bu müdahale, göçmen sorunu bahane edilerek yapılıyor. Lakin, rekabet dinamikleri Suriye savaşındaki gerilimle doğrudan ilintilidir ve başka ülkelere yapılacak olası müdahaleler için zemin hazırlıyor. Bu gelişme göç akınının sorunlarını artırırken diğer yandan Türk hükümetinin saldırganlığını provoke ediyor. Son günlerde yaşanan gelişmeler Yunanistan’ ın Ege’ deki egemenlik haklarını tehlikeye sokuyor. NATO, Ege’ nin ortak bir operasyon alanı olduğunu iddia ederek Yunanistan’ ın deniz sınırlarını tartışmaya açıyor.    

4. Yunan hükümeti, NATO deniz kuvvetlerinin Ege’ deki varlığına ilişkin anlaşmasını geri çeksin. Emperyalist müdahale ve savaşlarının gerçekleşmesi veya planlanmasında kullanılacak hiçbir kolaylık ve altyapı sağlamasın, kara-deniz-hava sahaları bu amaçlar için kullanıma açılmasın. Aynı zamanda, Schengen Anlaşması ve Dublin Yönetmeliği ile beraber binlerce mülteciyi Yunanistan’ da kalmasını mecbur eden AB kararlarına desteğini geri çeksin.

5/ KKE, mülteci-göçmen konusu ilk ortaya çıktığından itibaren AB’ nin, mültecilerin Avrupa’ daki varış üye-ülkelerine gitmelerini engelleyen politikalarını kınadı. 23 Eylül 2015 tarihli Avrupa Konseyi zirvesinde çıkan karar bugün yaşanan durum için sorumludur. Yunan hükümeti tarafından bir başarı olarak nitelendirilen bu karar sınırlı bir göçmen sayısının Avrupa ülkelerine yerleşmesini öngörüyor. Büyük bir göçmen sayısı için öngörülen ise, zor koşullar altında baskılanmış bir yaşamdır, Yunanistan gibi ülkelerde kalma zorunluluğu veya iadedir. Schengen kurallarının daha sıkı uygulanmasını ve kara-sahil sınırlarının kontrol artışı gibi önlemler getiren 18 Aralık 2015 zirvesi ise mültecilerin-göçmenlerin ‘boynundaki düğümü’ biraz daha sıkmış bulunuyor. Cenevre Anlaşması ihlal edilirken, Afganistan gibi savaş koşulları ve emperyalist işgal altında bulunan ülkelerden gelen insanların mülteci statüsü tanınmamış oluyor.

6.       Son 19 Şubat Avrupa Birliği zirvesinin kararı ise aynı çıkmazı gösteriyor; kapalı sınır kapıları, göz yaşartıcılar, baskı, mülteci sayısında sınırlandırmalar. Daha da ağır kararlar için ise zemin hazırlanıyor. Son toplantının kararlarında şöyle açıklanıyor: ‘Batı Balkanların sınır hattında gerçekleşen göçmen akınları endişe vericidir, bölgede çalışmalar daha koordineli yürütülmeli, girişler engellenmelidir...Siyasi iltica talep eden kişilerin Avrupa içinde üye-ülke seçme hakları yoktur’. Bu kararlar, kısıtlamalara ‘yeşil ışık’ yakıyor ve sınırlarını kapatan Avusturya gibi ülkelerin cüretkarlığını artırıyor. Almanya ve İsveç’ te ise sınır kontrolleri artıyor, siyasi iltica sınırlandırılmaları getiriliyor ve bu arada da insan tacirliği yapan çeteler ve faşist örgütler güçleniyor.

7.      Bölgede emperyalist müdahaleler ve savaşlar devam ettiği ve AB ve NATO’ nun yukarıdaki kararları geçerli olduğu sürece sorun çözülemez, en ufak bir rahatlama bile getirilemez. Emperyalist birlik ve ittifak kararlarının iptal edilmesi koşuluyla, KKE’ nin soruna ilişkin somut bir teklifi var. Ancak bu yönde hareket edildiğinde yaşanan durumla baş edilebilir.

 

--Göçmen statüsünün tüm hakları korunarak mültecilerin-göçmenlerin Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Yunan adaları gibi ilk giriş ülkelerinden asıl varış ülkelerine Birleşmiş Milletler ve AB’ nin sorumluluğunda derhal güvenli bir şekilde taşınması sağlansın. Bu, özellikle adalarda ekonomi, turizm vs için gözyaşı dökenleri rahatlatacaktır.

--NATO, Ege’ den geri çekilsin. NATO’ nun Ege’ deki varlığı tehlikeli ve kabul edilemez. Ülkenin sadece egemenlik haklarını tehlike altına sokmuyor aynı zamanda ülke halkımızı emperyalist güçlerin Suriye ve Doğu Akdeniz’ deki planlarına dahil etmiş oluyor. Birleşmiş Milletler Antlaşmasına ve Uluslararası Hukuk kanunlarına aykırıdır. Bu kanunları kabul etmiş ülkelerin, mültecilere sınırlarını kapatmaları, iltica taleplerini geri çevirmeleri ve mültecileri iade etmeleri yasadışıdır.

--Cenevre Anlaşmasının ve Uluslararası Hukukun mültecilere ilişkin yasaları saygıyla uygulanmalıdır. Açıkça: a) Afgan mülteciler dahil, tüm uluslardan mülteci profiline uygun kişilerin mülteci statüsünün getirdiği tüm hakları tanınmalıdır. b) Eski Yugoslavya’ nın Makedonya Cumhuriyeti  gibi polis gücüyle sınır kapatan ülkeler, bundan vazgeçsin. c) iltica taleplerinin başvuru sayısına üst sınır kaldırılsın, AB’ nin tanımladığı ve mülteci hukukuna aykırı olan zaman orantılı dağılım mantığından vazgeçilsin,

--Özellikle kış aylarında kurtarma ekiplerinin sayısı artırılsın, altyapı ve karşılama koşulları iyileştirilsin; sağlık taramaları yapılsın, ülkeden çıkış yapmak isteyenlerin - ki, bunlar çoğunluktadır – güvenli seyahat sağlayacak evrakların düzenlenmesinde yardımcı olunsun. Yunanistan’ da kalmak isteyen küçük azınlığın ise iltica başvuruları değerlendirilsin.

--Mültecilerin geçici barınma ihtiyacı için, çevre halkının da ihtiyaçları gözetilerek, askeri yerleşkeler, atıl kamusal binalar vs kullanıma açılabilir ve buna uyarlanabilir. Pire limanından ve Viktorias Meydanından derhal taşınmaları sağlansın. Devlet sorumluluğunda tüm imkanlar zorlanarak geçici olarak bulundukları ülkemizde insanca yaşam koşulları yaratılsın.

-- Avrupa’ nın diğer üye-ülkelerine göç edecek kişiler arı haklar tanınmalıdır.plantını yaşam  leşkeler kullanıma uyarlanabilir lidir.

amaları ır kapıları haklar tanınmalıdır.plantınıkayıt merkezlerinde (‘hot spots’), mülteci-göçmen kamplarında seçiliyor. Büyük bir çoğunluk ise, isteğine rağmen Yunanistan’ da kalmak zorunda kalacak. KKE’ nin doğru tahmin ettiği gibi, 50.000 mültecinin ülkemizde kalıcı olarak yerleşmesi söz konusudur. Ayrıca yapılan hazırlıklar 100.000’ den fazla mülteciyi işaret ediyor.

--Dublin, Schengen ve Frontex Anlaşmaları gibi AB’ nin tüm baskı mekanizmaları kaldırılsın. AB’ nin karada ve sahilde yeni sınır önlemlerine hayır diyoruz. Göçmen sorununun Avrupa halkları aleyhine yaratacağı etki için şimdiden endişe duyuyoruz.

--Yunanistan’ da Silahlı Kuvvetler, binlerce göçmenin çektiği acılara neden olan emperyalist savaş ve müdahalelere ortak olmasın. Amerikan-NATO üsleri derhal kapatılsın.

 8.     KKE, yukarıdaki taleplerle başlıca kapitalist ekonomik krizden etkilenen Yunan halkına sesleniyor ve aynı zamanda mültecilere içten dayanışma duygularını iletmek istiyor. İşçi halk hareketi acilen mülteciler için destek yolları aramalıdır. Mültecilerin asıl varış ülkelerine taşınmaları sağlanmalıdır. Uluslararası dayanışma, emperyalist savaşlar ve onlara neden olan çürümüş sömürü sistemine karşı mücadele güçlendirilmelidir.

9.     Yukarıdakilerden açıkça anlaşıldığı gibi, KKE, hükümetin 7 Mart Zirvesinde aldığı pozisyonu onaylamıyor. Çünkü, AB kararlarının, AB halklarının ve mültecilerin aleyhinde olduğu ve sorunları tetikleyen nedenleri daha da güçlendirdiği görülüyor.