YD hükümeti sadece son bir ayda :

• Ülkemizin, bugüne kadar Larisa karargahı tarafından koordine edilen tatbikatların yanı sıra,  Kızıldeniz’de “Aspides” savaş operasyonunun “gemi” idaresini de devraldığını duyurdu. Orta Doğuda Yunan askerinin varlığını kalıcı hale getiren bu gelişme, İsrail'in kirli savaşını ve suçlarını destekleyen ülkemizin ve Silahlı Kuvvetlerimizin bölgenin “güvenliği” konusunda oynadığı rolün “tanınması” olarak gösterilmektedir.
• Zelensky hükümetini desteklemek  ve NATO-Rusya savaşına derinden dahil olmak için NATO çerçevesinde üstlendiği taahhütleri bu şekilde uygulayarak, üçüncü ülkeler aracılığıyla yeni savaş malzemeleriyle dolu kargoları Ukrayna’ya iletti.
• Ukrayna’nın savaş operasyonlarında hem F-16 pilotlarını eğiterek hem de  askeri teçhizat sağlayarak desteklenmesinin yanı sıra ülkenin yeniden inşasına katılmak, felaketi emperyalist ganimetlerin dağıtımına katılan Yunan tekeller için “fırsat” olarak görmek için    Zelensky hükümeti ile “garantörlük” içeren  “güvenlik anlaşması” imzaladı.
• Nükleer yaralar açabilecek senaryolar içeren ve yoğunlaşan  savaş hazırlıkları çerçevesinde savaş provalarına-askeri tatbikatlara katıldı veya ev sahipliği yaptı. Andravida bölgesinde Hava Kuvvetlerinin öncü katılımıyla, son yıllardaki NATO havacılık tatbikatı gerçekleşirken birkaç gün sonra, Yunan hava aracı, nükleer silahları taşıyan askeri bir bomba uçağına eşlik ederek Almanya’daki başka bir tatbikata katıldı.
• Ülkemiz halihazırda Balkanlar'daki NATO "müttefikleri" adına bu tür misyonları yürütürken Baltık devletlerinin hükümetlerinden NATO çerçevesinde hava sahalarının gözetimini devralmaları yönünde bir talep aldı. Hükümet, diğer NATO misyonlarında yer almasının getirdiği "yük"ü gerekçe göstererek şu ana kadar bu talebi kabul etmedi.
• Ülkenin limanlarını ve diğer altyapısını, savaş cephelerine askeri malzeme aktarımı için NATO hazırlık alanlarına ve merkezlerine dönüştürmeye hız kesmeden devam ediyor. Kuzeyden (Dedeağaç) güneye (Suda) kadar Amerikan NATO kuvvetlerinin ve bölgedeki askeri operasyonlarının planlamasında yer almayan askeri veya stratejik öneme sahip herhangi bir siyasi altyapı bulunmamaktadır.

Bütün bunlar, Yunanistan'ın bölgede yaşanan iki savaşa katılması için oynadığı oyunlardır ve savaşın yayılma riski büyüktür. Ancak bunlar,  hükümet ile "Novartis"  ve benzeri olaylarda diğer partilerin “aralarında tartıştıkları konular” gibi olmadığını ve  bir çatışmanın söz konusu olmadığı da göstermektedir.

 Avrupa-Atlantik oybirliği siyasi sistemde en büyük zaferini yaşamaktadır ve YD hükümeti ile sosyal demokrat partiler SYRIZA, PASOK ve daha küçük aşırı sağ partiler tarafından pratikte pekiştirilmekte ve halk için yıkıcı olan kararları onaylayarak pratikte burjuvazinin seçimlerini destekleyerek savaşa daha da fazla dahil olmaya yol açmaktadır.

Yunanistan'ın emperyalist savaşa dahil olması meselesi her türlü yüzleşmenin ötesindedir çünkü bu onların politikalarının merkezinde yer almakta ve Yunanistan-Türkiye ve Kıbrıs meseleleri gibi “kışkırtıcı" meselelerdeki tutumlarını büyük ölçüde belirlemektedir. Bu uyuşmayı "istikrar" adı altında eğlendirmeye, yeni zıtlıklar inşa etmeye ve millete yanılsamalar yaratmaya çalışıyorlar.

KKE, tehlikeli gelişmelere dikkat çekiyor ve hiçbir gecikmeye, sakinliğe izin vermediklerini vurguluyor. KKE, ülkemizde egemen halk olduğu, gelişmelere yalnızca örgütlü halkın öncülük edebileceğini vurgulayarak, Yunanistan müdahalesine karşı mücadeleyi her yerde güçlendirerek, yabancı üslerin kapatılması ve tüm Yunan askerlerinin NATO misyonlarından geri dönüşü için mücadele ederek Ülkenin emperyalist planlardan ve NATO, AB gibi emperyalist birliklerden kurtarılmasına yönelik emperyalist savaş ağalarına karşı halkın mücadelesini örgütlüyor.

31.10.2024