Links to the old web pages of KKE
İşadamları için ‘köprü’, halk için ‘hendek’
Yunan hükümeti, mecburen kağıtlarını masaya açarken, işçiler, seçim öncesi SYRIZA’nınvadettiği ‘güzel günleri’iktidarlığındaki dört yılın ‘derinlerine’ gömeceğini anlıyor. Yakın gelecekte, hükümet, kendisinden önce uygulanan ve kendisinin arzuladığı programarasında ‘köprü’ görevi görecek yeni bir program teklifi ortaya koyacaktır.
Bu ‘köprü’nün işadamlarına ‘sıcak para’ akışı sağlayacağı öngörülürken, aslında yeni hükümetin başka bir bahara ertelediği işçi-halk taleplerine ‘hendek’ olacağı açıktır.Böylece, işçiler, yoksun, hak ve ihtiyaçları baskılanmış olarak yaşamaya devam edeceklerdir. Çünkü, SYRIZA-ANEL koalisyonunun söz verdiği, aşırı yoksulluğu yönetmek için sadece birkaç önlemi gerçekleştirmektir.
Hatırlatırız ki; SYRIZA-ANEL koalisyonu, kreditörlerle yeni bir anlaşma programı imzalamak için masaya oturacağını açıklamıştır.Bu açıklamaya göre, emperyalist bir birlik olan ‘ortak evimiz’, Avrupa Birliği’nikurtarmak için çalıştığını iddia eden hükümet, borcu halkın sırtına yükleyerek, pazarların ‘akbabalarına’ verilen taahhütleri veNATO’ya karşı ‘sorumluluklarını’ da yerine getirecektir. Oyunu,AB’ nin Rusya’yı cezalandırması yönünde kullanması,önceki hükümetle ortak tavır sergilemesi ve İsrail ile siyasi ve askeri işbirliğini sürdüreceğini açıklaması dikkat çekicidir.
Çiçeği burnunda SYRIZA-ANEL hükümetinin ‘Avrupa ortakları’ ve ‘kreditörleri’ ile uluslararası temaslar kurması beklenmektedir. Aslında objektif olarak değerlendirildiğinde pazarlığın konusu, Yunan halkının kendisinin sorumlu olmadığı bir borcu, yüksek pahayla ödemeye nasıl devam edeceğidir. Başbakan A. Tsipras’ın Fransız F.Hollande ile görüşmesi sırasında vurguladığı gibi hükümetin kaygısı, rekabetin nasıl artacağı, ‘reformlara’ nasıl devam edileceği, sermayenin yeniden yükselmesi için sıcak paranın nasıl sağlanacağıdır.
Bu görüşmeleri, Yunanistan’daki hükümet yanlısı medya,algı yönetimi yaparak, ‘vatanseverlik’ ve ‘halkın itibarını kurtarıcı’ girişimler olarak lanse etmektedir.Amaçları, işçileri kuşatarak, sonuçları kendi çıkarlarına uymayan bir anlaşmaya desteklerini sağlamaktır. Böylece, hükümet yetkililerinin caymalarını, düne kadar Yunanistan’da ‘işgal’ dönemi şartları yaşatmakla suçladıkları Almanya’ya karşı övgülerini ve eski hükümetle %70 aynı olan siyasi çizginin devam edeceğine dair açıklamalarını örtbas etmektedirler. Hatta, yurtdışında birtakım güçler tarafından, ‘Yunan halkı ve Sol kanatlı hükümeti için bir dayanışma kampanyası’ yürütülmektedir.
Fakat, hiçbir koşulda yabancı ülkelerdeki işçiler, Yunanistan’daki işçi çıkarlarını gözetmeyen bu müzakereleri ve iplerin ‘Avrupa SoluPartisi’nin güçlerinde olan bu kampanyaları ve sınıfsal mücadelenin ‘batıklarını‘alkışlamamalı. Bu güçler, birkaç yıl önce Fransa’da,Avrupa içinde ‘yeni bir rüzgar’ estirecek umuduyla Hollande’ın seçilmesineve ondan da önce A.B.D.’de savaşları durduracak umuduyla Obama’nın seçilmesine sevinen güçlerdi.
Sınıfsal işçi-halk hareketi, diğer ülkelerdeki işçileri, ekonomik kriz zamanında işçilerin ve diğer tabakaların kaybettiklerini yeniden kazanmaları,çağdaş hak ve ihtiyaçlarının garanti altına alınması ve iktidardaki düzenin değişmesi için mücadele etmeye ve dayanışma içinde olmaya çağırıyor.