Links to the old web pages of KKE

The international sites of KKE gradually move to a new page format. You can find the previous versions of the already upgraded pages (with all their content) following these links:

Kıbrıs’ta ileri sürülen dikotomik ‘çözüm’ ve bölgedeki tehlikeli gelişmeler emperyalist planlara işaret ediyor

11 Temmuz 2017’de siyasi parti liderleri Yunan meclisinde Kıbrıs sorununun gelişmeleri ve Cenevre müzakerelerinin akibeti ile ilgili bir tartışma gerçekleştirdi.

 

Tartışma sırasında KKE Merkez Komitesi Genel Sekreteri, Dimitris Kutsumbas, Kıbrıs sorununun Türkiye’nin Kıbrıs kuzey kısmına gerçekleştirdiğiuluslararası saldırı ve işgal sorununun olduğunuve bunun NATO müdahalesinin ve daha genel emperyalist planlarının mührünü taşıdığını vurguladı.

 

Geçmişte KKE’nin, ne adil, ne de sürdürülebilir olan ve Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye halklarını yeni maceralara sürükleyecek, dikotomik ‘Annan’ planına da karşı çıktığını hatırlattı.

 

Son dönemde ‘İki Toplumlu, İki Bölgeli Federasyon‘ adı altında ‘pişirilen çözümün’ Kıbrıs’ın bölünmesinin anlamını taşıdığını, dikotomik ve tehlikeli olduğunun altını çizdi ve şöyle devam etti: ‘Korkarız ki, Kıbrıs ve Yunan hükümetlerinin ortak sorumluluğu ile ABD, Britanya ve Birleşmiş Milletlerinin üzerinde durduğu çeşitli tekliflerbuna hizmet ediyor. Örneğin, Türk güçlerinin katılımı ile bir uluslararası askeri-polis gücününönerisi, çözüm bulamadan çözümü izleme mekanizmasının arayışıdır.

 

Pratikte, müzakerelerin hızlandırılması ve anlaşmanın bir an önce imzalanması için ABD, Britanya, Fransa ve toplamda AB’nin yürüttüğü sistematik müdahaleler, karışandevletlerin sermaye sınıflarının bazı kesimlerine ve çeşitli Avroatlantik planlar lehine adanın enerji kaynaklarınısömürmenin yollarını açmaya hedefliyor.

 

Aynı zamanda, NATO ve Britanya, Rusya ile rekabetleri çerçevesinde halehazırda keskin olan uluslararası çelişkilerin artması durumunda, askeri üslerini kurdukları Kıbrıs’ın jeostratejik konumunu kullanmayı amaçlıyor’.

 

Bunun paralelinde D. Kutsumbas, tehlikeli gelişmeler için burjuva siyasi güçlerinin sorumluluklarına işaret etti ve şöyle not etti: ‘Ülkemize tek çıkış olarak AB-NATO ‘hapsini’ savunan SİRİZA-ANEL hükümetinin ve YD ile diğer partilerinin sorumlulukları çok büyüktür.

 

Bir taraftan,‘barış ve emniyet’ faktörü olarak Yunanistan ve Türkiye’nin NATO’da yer almasını övüyor, diğer taraftan aşırı Türk provokasyonları, hava ve deniz sınırları ihlalleri karşısında ‘can simidi’ olarak ‘üç taraflı ittifakı’, İsrail, Kıbrıs, Mısır’ı kullanıyorsunuz. 

 

Her iki durumda boş umutları besliyorsunuz; sözde ‘kalkınma’ ve krizden çıkış için Yunanistan ve Kıbrıs’ta enerji kaynaklarını kullanabileceğimizi ikna etme çabasında ya Türkiye’nin gönlünü hoş tutuyor, ya da Doğu Akdeniz’de ABD ‘polisini’ çağırıyorsunuz.

 

Yalan söylüyorsunuz, bilinçli olarak yalan söylüyorsunuz! Çünkü bu kaynaklardan gelecek olan kârların doğrudan enerji canavarlarının cebine, bu sektörün tekellerine gideceğini çok iyi biliyorsunuz.

 

Tekelci kapitalizmyani emperyalizm koşullarında, bal nasıl arıları çekiyorsa, bu enerji yatakları da öyle çekiyor güçlü rekabetleri ve emperyalist savaşları’.

 

Konuşmanın sonunda KKE’nin teklifine değinerek şunların altını çizdi:

 

‘Bu nedenlerden dolayı pozisyonumuz, KKE’nin pozisyonunun dayandığı temeller, sizin hizmet ettiğiniz pozisyonlardan çok uzak;hem Kıbrıslı – Kıbrıslı Yunan ile Kıbrıslı Türk- halkın hem de çelişen amaçlar için mücadele eden Yunan halkının ve otoriter bir rejim altında Türk kapitalist sınıfının çıkarları için kan döken Türk halkının gerçek çıkarlarına yabancı olan planlar için açtığınız yollardançok uzak.

 

Kıbrıs halkının tüm emekçilerinin bölünmez çıkarları için mücadele ediyoruz; enerji tekelleri, ABD, NATO ve diğer müttefikleriniz için değil! 

 

İşgalin yarattığı sonuçları ortadan kaldırmak için mücadelenin,sömürünün zincirlerinden kurtulma perspektifinde, Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan işçi sınıfları ve diğer halk kesimlerinin arasında koordine edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.

 

Tüm işgal kuvvetlerinin ve diğer yabancı askeri birliklerinin Kıbrıs’tan derhal çekilmesinden yanayız.

 

Genel olarak Türk işgalinin yarattığı sonuçlarının ortadan kaldırılması, kolonizasyonunun sona ermesi ve bu sorununun toplumsal ve insani kriterlerle çözülmesi,mültecilerin aile ocaklarına geri dönmesi gerektiğini savunuyoruz.

 

NATO ve Britanya üslerinin kapatılmasını ve uzun yıllardır yararlandıkları düzenin ortadan kaldırılmasını savunuyoruz; Girit, Suda’daki askeri üs ve Yunanistan’da diğer tüm ABD-NATO üslerinin de kapatılması içinmücadeleyi sürdürüyoruz.

 

KKE, işçi sınıfı ve diğer halk kesimlerinin mücadelesinin, Kıbrıslı halkın, Kıbrıslı Yunan, Kıbrıslı Türk, Ermeni, Maronit ve Latinlerın kendi kaderlerinin gerçek efendisininolacağı bir Kıbrıs’ı hedeflemesi gerektiğine inanıyor.

 

Birleşik, Bağımsız bir Kıbrıs, tek bir Egemenlik, tek Vatandaşlık ve tek Uluslararası Kimlik; yabancı üs ve askeri birlikler, yabancı garantör ve koruyucular olmaksızın.’

 

14.07.2017

 

 

14.07.2017